8 Şubat 2013 Cuma

25 Ocak 2013 Cuma

Aşk Bitti - El Yazısı Film Müziği




Normalde pek film izlemem ben. Ama şu aralar deli gibi izliyorum. Türk izleyeyim dedim, "El Yazısı"nı izledim. Bu aralar çok aşk acısı çekenlere çalışıyorum. Bu film de öyle. Filmi önermemin 2 sebebi var. Birincisi mektup,ikincisi bitişinde çalan şarkı. Şarkılara ve mektuplara olan zaafım fevkalade olduğundan,filmi izlemeseniz dahi,şu şarkıyı bi dinleyin derim. Ağladım ben.

21 Ocak 2013 Pazartesi

çok büyüdüm. büyüdün. seneleri sayamıyorum geçirdiğim. yaşadığım sandığım ama yaşamadığım. yüzünü en son ne zaman gördüm bilmiyorum. ama sanki demin karşımdaydın,öyle net. öyle güzel. öyle berrak..

çok zaman geçti. çok şey yaşadım. çok insan tanıdım,çok üzüldüm. ağladım. omuz aradım,bulamadım. yalnız kaldım. güldüm,geçtim. gezdim. denizi izledim (ama en son seninle martılara simit attım.). genelde sustum. benden beklenmeyecek şekilde kahkaha attım. çok yazdım. ikinciye okumadım. yırttım,attım. yaktım. çok şey yaptım. gitmedin. yanımdaydın,ama çok uzakta. uzakta oluşunu seyredemedim. fark etmedim.

çok zaman geçti. çok şey yaşadım. çok insan oldu yanımda. tanıdık el aradım,bulamadım. tanıdık ses işitmeye çalıştım,duyamadım. hiç bir göz tanıdık değildi sanki ve hiç bir ses duyulmaya layık değildi. yine de duydu kulaklarım. gördü gözlerim. sayfalarda özür diledim bunun için. bunu yırtmadım. hep sakladım.

çok özledim.

benden beklemeyeceğin kadar çok yazdım. güldüm,arkamı döndüm ağladım. bekledim defalarca,karşılaşırız diye bir vapuru,bir treni,bir otobüsü. gelirsin sandım,zaman getirir sandım. gelmedin. getirmedi. bekledim. yine bekledim.

13 Aralık 2012 Perşembe



“Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken (iyi uykular diliyorum!), seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim?
Neden değilim?”

Franz Kafka / Milena’ya Mektuplar

12 Aralık 2012 Çarşamba

Küçüklüğümden beri,hep kaybettiklerime yazdım ben uzun uzun mektup. Sayfalarca. Kelimelerimin gözleriyle buluşamayacağını bile bile,ellerinin sayfalarıma değmeyeceğini bile bile.. Sürekli yazdım. Sakladım. Kimisi canımı yaktı,yırttım. Attım. Küçükken sevdiklerini kaybeden bilir o mektubun iç burkan duygusunu.. Can yakar. İsimler aklına gelir,yazdıkların. Gözlerin dolar ama yaş akmaz. Yaş aksa,o acı hafifleyecek. O düğüm çözülecek,ama akmaz işte.


Mektuplarda güzel şeylerden bahsetmek isterdim. İsterim de hâlâ. Ama o kadar hüzün işlemiş ki yüreğime,-yüreğimden çok ellerime- yazamıyorum. Elimde değil. Tüm duyguları tadarak büyüdüm. Hem ağladım,hem güldüm. Sevindim ve üzüldüm.. Hepsi kararınca,ama benimle alakalı o hüzünlü olayları unutamamam.


Hep kendime anlattım hayatımda boyunca. Hep yazdım. Kitap arkasına,defter aralarına,soru kağıtlarına. Masalara.. Her yere. Ama hiç birini ikinci kez okumadım. Çoğunu da kimseye okutmadım. Ama hiç bir satırını da unutmadım..Yazdım,zarfladım,attım. Yazdım,zarfladım,attım. Anılar biriktirip kaybettiklerime,yüzünü göremeyip kaybettiklerime.. Görmediklerime yazdım. Göremediklerime. Göremeyeceklerime.. Okusalar kimse inanmaz! Ve kimselerin okumadığı kelimeler benim için en değerli. Ve eminim,benim yüzlerine söyleyemediğim her kelimeyi,onlar hissediyorlar. Neyse,yine bağlayamadım sonunu. Mektup yazdığım herkesi,çok seviyorum. Yazdıklarımı gönderemediklerimi?



3 Aralık 2012 Pazartesi

Tıpkı Mecnun gibi. O da bir köpeği okşamakta,öpmekte,önünde yanıp erimekteydi. Etrafında eğilip bükülerek onu ululayıp ağırlayarak dönüp dolaşıyor,ona saf şeker şerbeti veriyordu. Bir herzevekil dedi: "A ham mecnun,bu yapıp durduğun şey ne delilik,ne sersemlik. Köpeğin ağzı daima pis şeyleri yer. Ardını bile diliyle temizler." Köpeğin ayıplarını bir hayli saydı,döktü. Zaten ayıp gören gayp aleminin kokusunu bile alamaz. Mecnun dedi ki:" Sen,baştanbaşa  suretten,cisimden ibaretsin. Gel de benim gözümle bir bak! Bu köpek,bence Allah'ın çözülmek bir tılsımıdır. Bu köpek,Leyla'nın bekçisi... Himmetine bak. Gönlüne,canına,irfanına dikkat et ki neresini seçmiş,neresini yurt edinmiş? O benim mağaramın yüzünü kutlu köpeği,hatta o benim dertdaşım,gambaşım. Onun mahallesine yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile ulu aslanlardan yeğdir. Ey köpeklerine aslanların köle olduğu sevgili.. Anlatmaya imkan yok ki,sus vesselam!.."


Yaşıyoruz,seviyoruz,gülüyoruz,üzülüyoruz,seçim yapıyoruz.. Ama değer? Hangimiz,yeterince değer veriyoruz bizi sevenlere.. Ya da hangimiz hakkettiğimiz değeri görüyoruz sevdiğimizden?..